Hâtırât dinlemek ve yazmak dev bir ekranda büyük bir tarihe şahit olmak gibidir. Bazen hüzün bazen coşkudur hâtırât. Bazen gürül gürül bazen de zayıf ve sessiz akan nihayet bir denize, ya da çöle karışıp da kaybolan bir nehir gibidir. İnsan gibi nehir de fânidir. Kaybolduğunda gözlerde silueti, kulaklarda ise sedası kalır.
Hâtırât yazmak zordur. Zira binlerce hadise arasında bir ayıklama yapmak, tercihte bulunmak, karanlık noktalara ışık tutmaktır. Anı yaşarken aldığınız bir not yıllar son ...